2025 yılında, yapay zekâ destekli platformlar ve artırılmış gerçeklikli toplantılar hayatımızın olağan bir parçası haline geldi. Ancak bu yoğun dijital etkileşim, beraberinde görünmez bir yük de getiriyor: Görüntülü görüşme yorgunluğu.
Görüntülü Görüşmeler Artık Hayatın Her Alanında
Covid-19 pandemisiyle hız kazanan uzaktan çalışma modeli, 2025'te hibrit ve tamamen dijital ortamlarda evrimleşti. İş dünyası artık VR toplantılar, AR destekli sunumlar ve 3D avatarlarla yapılan görüşmelere alıştı. Ancak ekran karşısında geçirilen uzun saatler hem bedensel hem de zihinsel yorgunluğu tetikliyor.
Yüz Yüze mi, Görüntülü mü? Fark Nerede?
Görüntülü iletişim, yüz yüze iletişime göre daha fazla bilişsel yük getiriyor. Kamera karşısında beden diline dikkat etmek, sürekli mimik vermek, bir yandan da ekranlardaki gecikme ve kopmalarla baş etmek... Tüm bunlar farkında olmadan bireyin enerjisini tüketiyor.
-
İnternet gecikmeleri ve kopmalarla artan stres
-
Göz teması eksikliği nedeniyle dikkat dağılması
-
Devamlı kendini "izliyor" gibi hissetme hali
-
Aralıksız sanal toplantı zinciri (Zoom fatigue)
Yalnızca Ekran mı Suçlu?
Hayır. Uzun süredir devam eden pandemi sonrası belirsizlikler, ekonomik baskılar ve dijital yalnızlık da tükenmişliğin diğer önemli kaynakları. Görüntülü görüşmeler bu tabloya sadece bir katman daha ekliyor.
Ayrıca birçok kişi için sanal iletişim, gerçek sosyal etkileşimin yerini tutamıyor. Bu durum, özellikle introvert bireylerde duygusal yorgunluğu daha da artırabiliyor.
Görüntülü Görüşme Yorgunluğunu Azaltmak İçin Ne Yapılabilir?
Uzaktan çalışmanın veya dijital toplantıların tamamen ortadan kalkması mümkün değil. Ancak bazı stratejilerle bu yorgunluğu yönetilebilir hale getirmek mümkün:
-
Yazılı iletişim kanallarını (Slack, e-posta) daha sık tercih edin
-
Görüşmeler öncesi kısa bir planlama yapın
-
Görüşme süresini sınırlandıracak net başlıklar oluşturun
-
Aralarda 5-10 dakikalık mikro molalar verin
-
Esneme egzersizleri, su içme ve kısa yürüyüşlerle bedeninizi tazeleyin